Gezginlerle röportajlar tam hızıyla devam ediyor. Bu sefer ki röportajımız “Ben İyiyim Anne” sayfasının sahibi Merve Usta ile! 🙂 Bakalım Merve Usta neler yapıyormuş! 🙂
Merve Usta , kısaca kendini bize tanıtır mısın? İlk olarak nasıl çıktın yola, hangi fikirle çıktın, kafandan geçen düşünceler neydi ve seyahatin hayatındaki yeri nedir? Hani böyle klasik bir tanıtım dışında böyle hem kendinden hem de seni seyahat etmeye iten şeylerin ne olduğunu anlatan bir tanım güzel olur.
Ben Merve Usta , 1989 yılında Trabzon’da dünyaya geldim! Daha sonra aile işleri nedeniyle 7 yaşındayken İstanbul’a yerleştik. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları bölümünden mezun oldum. Kim Milyoner olmak ister yarışmasına katılıp 15 bin lira kazandım ve elimde biriktirdiğim parayla da pazarlama ve reklamcılık üzerine şirket kurdum. Yıl içinde 6-7 proje alıp tamamladıktan sonra gitmek istediğim ülkeyi belirleyip yollara düşüyorum 🙂
Seyahat etmek bir kaç deneyimden sonra insanlarda vazgeçilmez bir tutkuya dönüşüyor. Sanırım bende de öyle oldu. İnsanların bilet alıp benimle gelmesini beklemenin zaman kaybettireceğini de düşündüğüm için tek başıma seyahat etmeye başladım. Sonra bundan çok keyif aldığımı fark ettim ve seyahat sürelerimi uzatmaya başladım. Seyahat konusunda ayağımın ilk kez değdiği her yere tutkuluyum ben. Hatta bazı geceler ayaklarıma teşekkür ediyorum beni onlarca ülke taşıdıkları için. Seyahat, sonu olmayan bir deneyim arzusu.. Işığı görene kadar devam etmek istiyorum.
Bende mi acaba Kim Milyoner Olmak İster’e katılsam! Gezilere parça parça mı çıkıyorsun yoksa çıktın mı böyle aylarca dönmüyor musun? Kesik kesik çıkıyorsan şehre dönünce bir garip oluyordur insan 🙂
Seyahatlerime bazen uzun süreli çıkıyorum. Eğer projelerim bitmişse 1-2 ay bir kaç ülke gezmeye çalışıyorum. Eğer Avrupa’ya gideceksem bu süreler çok daha kısa tabii. Şehre dönmek istemeyenlerdenim ben de 🙂 Tanzanya – Zanzibar seyahatimden sonra taksiciye evimin yolunu tarif edememiştim mesela 🙂 Gittiği yere çabuk alışanlardanım.
Gitmeden para biriktirip mi gidiyorsun, nasıl yapıyorsun? Seyahatlerin sırasında çalışıyor musun? Hepimizin en çok merak ettiği ve en büyük sorunu bu. Parça parça çıkıyorsan belki biriktirilir ama uzun süreli kesintisiz gezilerde zor tabi 🙂
Bir önceki soruda da belirttiğim gibi projelerimi bitirip yola çıkıyorum ama yine de lüks tatil yapan biri olarak görmüyorum kendimi. Ayrıca evet, seyahatlerim sırasında da çalışıyorum. İşleri alma sürecinden sonra tüm süreç online olarak işlediği için laptop nerede ofis orada mantığı ile hem çalışıp hem de gezebiliyorum.
Sence tek seyahat etmenin avantajları ve dezavantajları var mı?
Tek başıma gezmek bana inanılmaz keyif veriyor. Sanırım tek başıma gezerken kendimi tanıdım ve anlaştım da. Bazen rotamda yazdığım günlerde değişiklik yapmak istiyorum. Daha az veya daha fazla kalmak istiyorum. Buna tek başıma karar verebiliyorum. O gün ne yapmak istiyorsam, nereyi görmek, neyi yemek, nerede zaman geçirmek istiyorsam buna ben karar veriyorum. Bencillik olarak algılanmasın lütfen, Dünyanın bir ucunda tanıdığın kimse olmadan gezmek, coğrafyayı deneyimlemek çok güzel bir duygu. Bu arada sosyal bir kişiliğim var o yüzden yolda çok fazla insanla tanışıyorum. Hostellerde kalmak sosyalleşme anlamında baya avantaj sağlıyor. Dünya’nın bir çok yerinde arkadaşım oluyor bu sayede hatta kendi kültürlerimizi, ülkelerimizi konuşup zaman geçiriyoruz.
Tek başına gezmenin tek dezavantajı “Fotoğraflarımı kim çekecek”. Bazen o kadar muhteşem bir kare görüyorsunuz ki “Heh burada hatıra fotoğrafım olsun!” diyorsunuz. Birine veriyorsunuz telefonu rica edip çekmesini istiyorsunuz. Sonra çekilen kareye bakınca hüsran.. Ya bacağınız yok ya kafanızın yarısı.. Bu anlamda biraz zorluk çünkü selfie çubukları da bir yere kadar idare ediyor sizi. Ben son zamanlarda yeni bir taktik buldum, herkese öneriyorum. Kareyi cep telefonunuzdan ayarlayın. Sonra rica ettiğiniz kişiden tam o noktada o açıyla çekmesini istiyorum. Sonra atlıyorum karenin içine ve güzel fotoğraflar çıkabiliyor.
Konaklama, ulaşım, yemek gibi ihtiyaçları ucuza getirmek için çaba sarf ediyor musun? Ediyorsan bunlar nelerdir? Bu konularda okuyuculara tavsiyeleriniz var mı? Couchsurfing olur workaway olur.
Konaklama, ulaşım ve yemek gibi ihtiyaçlarımı en uygun şekilde sağlamaya çalışıyorum. 4-5 dolara da konakladığım oluyor 15-18 dolara da. Couchsurfing hiç kullanmadım açıkçası ama tanıştığım insanların evlerinde kaldım. Geleneklerine ve yaşam tarzlarına şahit oldum. Bu şekilde konaklamayı tercih ediyorum. Ulaşıma gelince otobüsle yolculuk yapmayı tercih ediyorum genellikle. Uzun süreli bile olsa etrafı izlemek, yerel insanlarla yolculuk yapmak hoşuma gidiyor. Otostop kullanmıyorum. Anneme bu konu da söz verdim.
Bugüne kadar nereleri gezdin? Gittiğin yerlerden en favori yerlerini bizimle paylaşabilir misin? Neden oraları çok sevdiğini de söylersen süper olur.
3 kıta, 23 ülke, yaklaşık 90 tane şehir gezdim. 2-3 Avrupa ülkesi hariç geri kalanını 2,5 yıl içerisinde gerçekleştirdim. Filipinler benim şimdiye kadar gittiğim ülkeler arasında favorim. Doğal güzellikler, yerlilerin güler yüzlü olması, güvenli olması, ucuz olması ve binlerce muhteşem adadan oluşması buna en güzel örnek. Her 3-5 yılda bir gitmeyi düşüyorum. Şuanda çok turistik olmadığı için de ayrı bir güzelliği var tabii. Bence herkes gitmesi gereken yerler arasına Filipinler’i eklemeli.
Filipinler için şöylede diyebilirim “hayatımda ilk defa bir ülkenin güzelliklerini görünce çığlık attım”. Her anlamda şimdiye kadar gördüğüm en güzel coğrafya. Şimdi bana” hadi Merve Filipinler’e gidelim” deyin valiz bile almadan gelirim (: En beğendiğim yerleri sıralamak gerekirse; Coron, El nido, Boracay, Bohol (Filipinler)
Sence farklı kültürlerde böyle uzun süreli seyahat etmenin ne gibi avantaj ve dezavantajları mevcut?
Uzun süreli seyahatlerde benim gibi sırt çantasıyla geziyorsanız sırtınızdaki yükü korumak arttırmamak zor oluyor. Her yerden ufakta olsa bir hatıra almak istiyorsunuz 🙂 Ben genelde eski eşyalarımla yola çıkıyorum ve gittiğim yerde eğer beğendiğim bir şey varsa onu alıp eskilerimi bırakıyorum. Böylece çantam çok ağır olmuyor. Uzun süre seyahatte olduğunuz zaman sürekli eşya yıkama durumu var bir de ama bu tür küçük şeyleri dert etmiyorsunuz tabii.
Yediğin en kötü ve en güzel yemekler hangileriydi? İçeceklerde olabilir?
Yediğim en güzel şey stick and rice Mango. Türkiye’ de yok diye çok üzülüyorum 🙂 Tarifini de aldım ama benzer malzemeleri Türkiye’ de bulamıyorsunuz. Yediğim en kötü yemek Boracay’daki domates soslu makarnaydı. Çok acıkmıştım ve yemek zorunda kaldım.
Merve Usta ‘nın gelecek rotası belli mi? Rotanı neye göre belirliyorsun?
Rotamı öncelikle gitmek istediğim ülkenin mevsimi ve kalmak istediğim gün sayısına göre belirliyorum. 1 ay sonra Johannesburg sonrasında tek başıma ufak bir Avrupa seyahati yapacağım. Eylül’ de uzun süreli Afrika seyahatim olacak. Rotama ben karar veriyorum. İklim şartları en çok önemsediğim nokta çünkü genelde yaz mevsimini ne kadar uzun süre yaşarsam o kadar kendimi iyi hissediyorum.
Mesela bu yıl bir aydan daha az kış mevsimi gördüm. Vizeyi kolayca alabileceğim ve güvenli olabileceğini araştırıp, okuduğum ve yakın arkadaşım Ali Rıza’dan da fikrini aldığım yerleri tercih ediyorum. Bazen gidiş biletini farklı ülke dönüş biletini farklı ülkeden alıyorum. Böylece ülkeler arası farkları görebiliyorum ve rotamı ilerletmek zorunda kalıyorum. Bu da motive ediyor beni. Heyecandan uyuyamadığım günler oluyor. Her adımıma şükrediyorum. Kültürel geziyi, adrenalin, doğa, ibadet merkezleri, köyler aslında hepsini ayrı ayrı seviyorum. Bu arada bungee jumping tutkum var. Bu yıl Ekim ayında Cape Town’da 216 metreden atlayacağım.
Peki Merve Usta , farklı yerler ve kültürler gezmek için uzun süreli seyahatlere çıkmak isteyenlere ne gibi tavsiyeler vermek ister?
Yola çıkacaklara önerim şu şekilde. İçinde para olmayan bankamatik kartları olsun. Booking’ ten otelde ödeme şekilde rezervasyon yaptırabilirler ve rotalarını değiştirirlerse de problem yaşamazlar. Gittikleri ülkede ATM problemi yoksa yanlarına çok para almasınlar.
Sıfır plansız gezmeyin hiçbir zaman. Ufakta olsa yapmak istediğiniz yerleri araştırın. İlk gece kalacağınız yeri kesin önceden ayarlayın ama sonraki günlerin planlarını yoldayken de karar verebilirsin ama ilk geceyi ayarlaman şart. Kendine katlanılabilir yağmurluk al ve hep sırt çantanda taşı. Gideceğin ülkenin priz yapısını öğren ve Avrupa uyumlu dönüştürücü al. Genelde Asya ve Afrika da uzun zaman geçirmeyi tercih ettiğim için sinek kovar vücut losyonu hayat kurtarıyor (: Bazen o anda gördüğün şeyi yazamayacağın durumlar olacak aniden gelişen, o zaman ses kaydını alabilirsin. Sıcak sıcak tüm duygunu hatırlamanı sağlayacaktır. Paranı tek bir yerde tutma nakitlerini çanta ayrı ayrı yerlerde tut. Yanında hep vesikalık fotoğrafın ve pasaport fotokopin olsun. Pasaportunu yanında taşıma, fotokopisini veya fotoğrafını telefonunda taşı. Taksicilere hiçbir ülkede güvenme. Her gideceğin rota için playlist yap ve ülkenin sokaklarında hep o listeyi dinle. Böylece arada zamanda yolculuk yapabilirsin.
Eğer sosyalleşmek istiyorsan hostellerde kalabilirsin ama ülkedeki insanların ev halini, yaşadıkları kültürü de görmek istiyorum diyorsan sokakta da sosyal olmalısın. Gittiğin her ülkede “ Günaydın, iyi akşamlar, afiyet olsun, şerefe, teşekkür ederim, kaç para gibi günlük hayatta kullanacağınız basit kelimeleri ezberleyin. Bu toplumunda size olan bakış açısını ve samimiyetini etkileyecektir. İlk defa gittiğiniz bir ülkede kaybolursanız tadını çıkarın bazen kaybolmak iyidir. Eğer gittiğiniz ülkede yerel halk düğününe denk gelirseniz mutlaka gidin ve gelenekleri bizzat yaşama şansınız olsun. Uyku gözlüğü yanınıza alın böylece gece otobüslerinde de rahatça yolculuk yapabilirsiniz. Aksilik olup aç kalma durumu ile karşılaşmamak için çantanızda kuru yemiş ve kuru meyveler taşıyabilirsiniz.
Merve Usta ‘nın Instagram hesabına buradan ulaşabilirsiniz. 🙂
Diğer Gezgin Röportajları için Tıklayınız.
Savageandfree.com’da 06.04.2017’de yayınlanmış olan röportajımızdır. Savageandfree.com’u kapandığı için röportajlarımızı buraya taşıdık.
