Trail of Us: Kurumsal Hayat, Bolca Seyahat ve Macera Bir Arada

Birçoğumuz kurumsal hayatla boğuşuyoruz ve elimizdeki zamanın bir şeyler yapmak için yetersiz olduğunu söylüyoruz. (Trail of Us) Burçin ve Erdi, bunun aksini kanıtlayanlardan. Burçin ve Erdi Vahid çifti kurumsal hayattan sıyrılıyor, boş vakitlerini ve tatillerini gezerek değerlendiriyorlar. Onlar masmavi sularda yüzüyor, köpek balıkları ile kulaç atıyor, metrodakinin 10000 katı sayıdaki merdiven basamağını tırmatıp dağların zirvesine çıkıyor ve daha bunlar gibi, ağzımızı açık bırakan, bizi heyecanlandıran birçok güzel seyahat yapıyorlar. Ben de bunları nasıl yaptıklarını ve kim olduklarını merak ettim ve yanıtlar almak için Trail of Us ile röportaj yaptım. Umarım yaptığımız röportajı beğenirsiniz. Röportajın sonunda sürpriz var!

Öncelikli olarak sizi tanıyalım. Kimdir Trail of Us? İki gezmeyi seven insan nasıl buluştu ve nasıl başladı bu seyahat tutkusu? Birlikte olmadan öncede geziyor muydunuz? Yoksa birlikte olduktan sonra mı başladı?

Selamlar, biz Burçin ve Erdi. İkimiz de İzmirliyiz ve Boğaziçi Üniversitesi işletme bölümü mezunuyuz, ancak okuldan tanışmıyoruz. Yaklaşık 6 sene önce hala çalıştığımız mobil reklam firmasında tanıştık. İşimiz nedeniyle de beraber seyahat etme fırsatımız oluyor. Daha önceleri de geziyorduk, fakat ekonomik özgürlüğümüzü kazanmamız ve birer seyahat arkadaşı bulmuş olmamızın gezi sıklığımızda etkisi oldu. Doğayı çok seven, eşyalardan çok deneyimlere inanan bireyleriz. Birbirimize tutunarak bu konuda daha planlı ve tasarruflu olmayı öğrendik. Bu sayede de zamanımızı ve bütçemizi daha iyi kullanarak daha çok seyahat etmeye başladık.

Düzenli bir işe sahipken bu kadar çok gezmeyi nasıl başarıyorsunuz? Hem maddi olarak, hem zaman olarak hem de enerji olarak? Hafta içi zaten yeterince yorulurken sürekli gezmekte yoracaktır. Ekstra bir de sürekli izin almak gibi bir durum var. 

Zamanımızı ve bütçemizi doğru yönetmeye çalışıyoruz. Evdeki çoğu zamanımızı tasarruf, planlama/araştırma ya da deneyimlerimizi içeriğe dönüştürmek için harcıyoruz. Daima bir planımız oluyor, uzak ya da yakın, daha maliyetli ya da çok daha az bütçe gerektiren. Bunları sevgiyle yaptığımız için de bize ekstra yorgunluk gibi gelmiyor.

Bütçe yönetimi için yaptığımız çok şey var. YouTube kanalımızda da videolar paylaşıyoruz ama genel özetlemek gerekirse ihtiyacımız olmayan eşyalar almıyor ve yapabildiğimiz herşeyi (temizlik, yemek vb.) kendimiz yapmaya çalışıyoruz ve tabi yaptığımız gezi ve aktivitelerde tutumlu davranıyoruz.

Sizce yeni yerler görmek, keşfetmek, dünyadaki diğer yerleşimleri, insanları görmek, oradaki yerel hayatı incelemek, insanlarla tanışmak ve sosyalleşmek insana pozitif olarak neler katar?

Seyahat etmek ve yeni şeyler deneyimlemek yaşadığımız hayat şeklinin tek doğru versiyon olmadığını anlamamıza yardımcı oluyor. Farklı kültürlerden insanlar hiç bilmediğimiz sporları sevebiliyor, aklımıza gelmeyecek şeyler yiyebiliyor ya da farklı şeyleri doğru ya da yanlış bulabiliyor. Bu çeşitliliği görmenin insanın zihnini açan bir şey olduğuna inanıyoruz. Çevresi ile uyumlu, üreten, her insana saygı ve sevgi duyabilen birer birey olmak için seyahat etmenin çok faydası olduğunu düşünüyoruz.

Çift olarak ve tek gezmeyi karşılaştırsanız cevabınız ne olurdu? Sizce arada ne gibi farklar var?

Biz birlikte gezmekten çok mutluyuz. Seyahat öncesi planlama sürecinde birbirimizden destek alabilmek çok fayda sağlıyor. Yolda zor koşullarda birbirimize destek olabiliyoruz ya da biri yorulduğunda birbirimizi motive edebiliyoruz. Tüm bu deneyimleri beraber paylaşmanın da anlamı çok büyük. Çoğu zaman işin en güzel kısmı o anları beraber yaşamak oluyor.

Tabi yalnız gezmenin de yeni insanlarla tanışmak üzerinde çok pozitif bir etkisi var. Biz de bu açığı kapatmak için elimizden geldiğince seyahatlerimizde yeni insanlarla tanışmaya ve sohbet etmeye çalışıyoruz.

Şimdi biraz da seyahatlere gelelim. Bugüne kadar kaç ülke, kaç şehir gezdiniz?

İnanın saymıyoruz, evde işaretleme yaptığımız bir haritamız var ama önemli olanın sayılar olmadığına inanıyoruz. *-*

Ne kadar süredir düzenli geziyorsunuz ve bunun ne kadarı çift olarak?

Üniversite başından beri ikimiz de seyahat ediyoruz. Beş senedir de çift olarak geziyoruz.

Sizi en çok büyüleyen, etkileyen yerler nereler oldu? Aynı şekilde hüsrana uğratan yerlerde? Türkiye’de dahil olmak üzere, gezmek isteyen arkadaşlara ilk tavsiye edeceğiniz ülke ve şehirler nereler olur?

Bizi şimdiye kadar en çok etkileyen yer Hawaii oldu. Doğası, aktiviteleri, ada yaşantısı ile kalbimizde derin bir yer etti. Her yerin görmeye değer güzellikler barındırdığına inanıyoruz. O yüzden görünce hüsrana uğradığımız daha bir yer olmadı. Biz Güney Doğu Asya’yı çok seviyoruz, zamanı ve uçak bileti için yeterli bütçesi olan herkese uzun soluklu bir Asya planlaması öneririz. Avrupa’da Londra’yı çok seviyoruz. Yakın kaçamaklar için de Dubrovnik’e çok yeni gittik ve çok sevdik.

Türkiye’de o kadar çok yer var ki nereden başlasak bilemedik. Biz Kaş, Kabak taraflarını çok seviyoruz. Tabi ki evimiz Ege vazgeçilmezimiz, Ege’de de kalbimiz daha çok Urla – Alaçatı taraflarında. İstanbul civarlarında Kilimli Koyu, Sülüklü Göl zaman geçirmeyi sevdiğimiz yerlerden.

Sürekli gezerken vize de gerekiyor tabi. Vize sürecinde sizi zorlayan ülkeler oldu mu hiç?

Sık seyahat etmemizin ve global bir firmada çalışmamızın avantajı ile uzun soluklu vizeler alma şansımız oldu. Bu işler hiç belli olmuyor, son birkaç seferdir şansımız yaver gitti diyebiliriz.

Belli ülkelerde kesin denememizi ve yapmamızı tavsiye ettiğiniz neler var?

Herkesin seyahatleri yaşama şekli farklı ama bizim yaparken çok keyif aldığımız birkaç öneri vermek gerekirse;

  • Hawaii’de mutlaka Haiku Stairs’e tırmanın
  • Filipinler’de Cebu Adası’nda araç kiralayıp şelaleri gezin ve balina köpekbalıkları ile dalın
  • Londra’da tarihi pub’larda mulled cider için, sunday roast yiyin
  • Barselona’da bisiklet kiralayıp gotik yapılar arasında bir gezintiye çıkın
  • Thailand’da Maya Bay’de gün doğumu izleyin

Daha sayacak çok şey var ama sizi sıkmamak adına kendimizi burada durduruyoruz. =)

Seyahat planı ve rotası neye göre çıkıyor? Seyahate gitmeden önce ve gittiğiniz yerlerde para tasarrufu için ekstra bir şey yapıyor musunuz?

Herşeyden önce sürekli uygun fiyatlı bir uçak bileti arayışındayız. Uygun bir bilet bulduğumuzda kaçırmamaya çalışıyoruz. Sonrasında derin bir araştırma başlıyor. Kalabalıkları nasıl atlatırız, doğası güzel yerleri nerede buluruz, nerede bize uyan aktiviteler var, hepsini tek tek okuyor ve not alıyoruz. Sonrasında da yapmak istediklerimize göre gün sayılarını belirleyip rotamızı çiziyoruz. Otellerde genelde iyi lokasyonda, uygun bütçeli yerler tercih ediyoruz. Zaten genelde tüm gün dışarıda oluyoruz. Uzun tatillerde araya birkaç gün dinlenme koyup bu günlerde daha konforlu otellere geçiyoruz.

Şart değilse tur ya da rehber almadan kendimiz planlamalar yaparak epey tasarruf ediyoruz. Bunun dışında kendi yemeklerimizi yaparak ya da piknik tarzı aktivitelerle yemek masraflarını kısmaya çalışıyoruz. Gerekmedikçe bir şey satın almamaya çalışıyoruz.

Gezilerde fotoğraf çekmek için çok zaman harcıyor musunuz? Yoksa biz zaten iyi fotoğraf çekiyoruz çok zamana gerek yok mu diyorsunuz 🙂 Fotoğraflar güzel de o yüzden sordum. Aynı şekilde Vlog çekmek nasıl bir süreç? Çok zaman alan, detaylı bir çalışma mı? Kısaca sosyal medya çalışmalarınız nasıl gidiyor? Dışardan görünen yüzünü değil de arka planını merak ediyorum.

Fotoğraf çekmeyi ikimiz de çok seviyoruz. O nedenle fotoğrafladığımız çoğu şeyi kendimiz için çekiyoruz. Gün içinde fotoğraf düzenlemeleri için belli bir zaman harcıyoruz ama bunu günü yeniden değerlendirdiğimiz ve en iyi kareleri seçtiğimiz bir sohbet tadında yapıyoruz. O nedenle seyahatlerde en sevdiğimiz şeylerden biri de bu.

Vlog ve blog için düzenlemeleri seyahat sonrası yapıyoruz. Çok uzun çekimler yapmadığımız için fotoğraflarken onları da çekmiş oluyoruz.

İlk seyahatleriniz ve son seyahatlarinizi kıyasladığınızda, bu süre boyunca edindiğiniz deneyim size seyahat konusunda ne gibi deneyimler kattı sizce? Neler öğrendiniz bu sürede?

Az eşya ile seyahat etmek, seyahatlerde daha tutumlu olmak ve anın tadını daha çok çıkarmak öğrendiğimiz temel şeyler diyebiliriz. Eskiden olumsuz giden şeylere daha çok takılıyorduk ve herşeyin kusursuz olmasını bekliyorduk. Zamanla giydiklerimizin, kaldığımız yerlerin ya da hava durumunun çok daha az önemli olduğunu fark ettik.

Bir ülkeyi tanımamızı sağlayan şeylerden biri de o ülkenin mutfağıdır. Bugüne kadar gittiğiniz ülkelerde yedikleriniz ve içtiklerinize göre yorumlarınız nedir? Hangi ülkelerin mutfağını çok beğendiniz? Hangileri sizi aç bıraktı? Belli başlı ülkelerin mutfağı için yorum yapacak olsanız nereler için ne derdiniz?

Biz çok fazla yeme içme odaklı seyahat etmiyoruz ama yine de tabi bazı deneyimlerimiz oluyor. Çeşitlilik açısından Londra inanılmaz bir yer. Özellikle farklı dünyalardan sokak yemeklerini ekonomik ve lezzetli buluyoruz. İtalya’dan yeni geldiğimiz için oraya da övgüde bulunmamak olmaz. Taze makarnalar, piknik için peynir ve şarküteri seçenekleri bizi en çok mutlu edenler oldu. Avrupa’da genel olarak her yerin denemeye değer mutfakları oluyor ama biz en çok İspanyol tapas kültürünü seviyoruz. Tayland’da noodle ve deniz ürünlerini çok sevmiştik. Filipinler’de bir miktar zorlandık, orada da meyveye tutunduk diyebiliriz.

Bu güzel röportaj için Burçin ve Erdi’ye çok teşekkür ediyorum. Son zamanlarda gördüğüm en tatlı çift olabilirler 🙂 Fotoğraflarına bakınca ister istemez bir gülümseme ve mutluluk geliyor. Umarım daha çok gezeler, daha çok mutlu olurlar, daha çok paylaşırlar.

(Trail of US) Burçin ve Erdi’yi nasıl mı takip edeceksiniz?

Instagram : Trail Of Us

Facebook: Trail Of Us

YouTube: Trail Of Us

Son olarak gezmeyi seven birçok insana yardımı olacağını inandığım bu videoyu buraya bırakıyorum ve sana bu röportajı okuduğun için teşekkür ediyorum.

Savageandfree.com’da 12.06.2018’de yayınlanmış olan röportajımızdır. Savageandfree.com kapandığı için röportajlarımızı buraya taşıdık.

Diğer gezgin röportajları için buraya tıklayınız!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu sayfadaki yazı kopyalanamaz.